İki çocuğunu da kaybetmesine rağmen çevresindekilere umut oldu.
İki çocuğunu da kaybetmesine rağmen çevresindekilere umut oldu.
Kendi acısını unuttu, dostlarının gücüne güç kattı.
Kederli anne, ayrılmadığı deprem bölgesinde arkadaşlarına destek oluyor
Acılı anne Elçin Ezer:
“Enkaz yığını da olsa insan memleketinde huzur buluyor. Çünkü biliyorum ki çocuklarım, annem burada.”
HATAY – Kahramanmaraş’taki depremlerden en çok etkilenen Hatay’da depremde iki çocuğunu ve annesini kaybeden depremzede, kendi acısını bir kenara bırakarak depremi yaşayan arkadaşlarına umut ışığı oluyor. Tedavisinin ardından deprem bölgesine dönen acılı anne Elçin Ezer, hem Hatay’dan hem de depremzede arkadaşlarından ayrılmıyor.
Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremi birçok acıyı geride bıraktı. Hatay’ın Antakya ilçesinde anne ve babasıyla birlikte iki çocuğu Mertcan Ölmez ve Nazlı Ölmez ile beyin sarsıntısı geçiren Elçin Ezer, enkazdan 96 saat sonra sağ olarak kurtarıldı. Depremde annesini ve iki çocuğunu kaybeden Ezer, yaşadığı tüm acılara rağmen hayattan kopmadı. Tedavisinin ardından kısa sürede beyin sarsıntısı bölgesine gelen Ezer, kendi imkanlarıyla aldığı çadırda kalarak beyin sarsıntısı geçiren arkadaşlarına umut vermeye çalışıyor. Arkadaşlarından ve deprem bölgesinden ayrılmayan Ezer, zaman zaman ikamet ettiği bölgeye gittiğini ve anne ve iki çocuğunun kokularını duyduğunu söyledi.
“Deprem bitti de buradan çıkarız diye düşündük”
Deprem gecesi hiç uyumadığını ve deprem anında çocuklarını uyandırdığını ifade eden yaslı anne Elçin Ezer, “Aslında deprem gecesi hiç uyumadım. Aslında bir şeylerin ters gittiğini hissettim. Olacak.Cumartesi pazar çocuklar çok mutlu günlerini yaşadılar.Kendi odamızda yakalandı.Kızım yanımda yatıyordu.Oğlum kendi yatağında.Annem yanımızdaydı.Telefonu koydum. 04:05’te aşağı indim O gece kızım bana ‘Anne bana sarılarak uyuyabilir misin?’ telefonları alır mısın?’ Depremin biteceğini ve buradan çıkacağımızı düşündük” dedi.
“Kızım bana ‘Anne ben ölmek istemiyorum’ dedi”
Yaklaşık 50 saniye sonra binanın çöktüğünü söyleyen Ezer, “50. saniyede tavanın çöktüğünü hissettim. Kızımın elini tutuyordum. Oğlum ve annem koridorda yakalandı. Kızımla iletişim kuruyordum. ‘Anne iyi misin?’ diyordu. Yağmuru üzerimizde hissettik.Kızım önce bana ‘Anne ben ölmek istemiyorum’ dedi.Ben onu sakinleştirmeye çalışıyordum.Bizi buradan çıkaracaklar diye teselli ediyordum. üçüncüde ‘Anne ben ölürsem ağlama, üzülme’ dedi. Kızım ilk günün akşamına kadar yaşadı” dedi.
Antalyalı eski eşi sayesinde enkazdan çıkarıldığını ifade eden Ezer, “Maalesef oğlum ve annem ilk düştüklerinde öldüler. Onları hiç görmedim. Çıkarıldıklarında ben orada değildim. çok zor bir geceydi.bir gün enkazdan çıkmayı başardım.sabah ezan okundu.biri benim adımla sesleniyordu.elimde taş tutarak ses çıkardım. Beni arayan Antalyalı eski eşimdi, kızıma sordu, ben de ‘Kızım yanımda öldü’ dedim. Oğluma sordu. “Sesini hiç duymadım” dedim. Beni getireceğini ve dışarı çıkaracağını söyledi. Sabah namazından sonra çalışmaya başladılar. Beni 13.15’te çıkarmayı başardılar.”
“Enkaza gittiğimde çocuklarımda koku var gibi hissediyorum”
Çocukları ve annesinin cenazelerine katılamayacağını belirten Ezer, “Antakya’ya gelene kadar kızımın, oğlumun ve annemin mezarlarını görmedim. Cenazelerine katılamadım. 40. gün 31 martta babamı adana’da hastanede bırakıp buraya geldim moloz yığını insan vatanında huzur bulsa da çünkü biliyorum ki çocuklarım annem buradalar evet güç var güç var Ağrı.Yürüyüşe çıktığımda ayaklarım beni istemeden enkaza götürüyor.Hiçbir şeyim yok.Yaşayacak yerim yok.Oysa enkaza gittiğimde bile sanki çocuklarımda bir koku var gibi hissediyorum. ” söz konusu.
“Babam yanımda olursa ağrılarım hafifler”
Ezer, babasının 16 saat sonra enkazdan çıkarıldığını ancak şu anda Adana’da tedavi gördüğünü, babasıyla birlikte konteynerde kalmak istediğini söyledi. Şu anda çadırda kalan Ezer, “Çok zor bir dönemden geçiyoruz. Burada felaketi de, kıyameti de yaşadık. İnşallah bir daha olmaz, halkımız ibret alır. İnşallah. öyle.Tek kurtulan babam babam.Onu da buraya getirebilirim.Babam da enkazdaydı.16 saat sonra çıkarıldığını söylediler.Ailece yaşıyorduk.Aslında bir sorunu vardı. ayağıyla. Şu anda hastanede bakımda ama yanımda olursa ağrılarım hafifler. Şu an konteynır başvurumun sonuçlanmasını bekliyorum” dedi.
“Gözyaşlarımı tutamıyorum ama o benden daha özgüvenli görünüyor”
Rahşan Atahan, arkadaşı yaslı anne Elçin Ezer’e destek olmaya çalıştığını ancak gözyaşlarını tutamadığını söyledi. Çok fazla. Dostlarımız, anılarımız gitti. 1.5 dakikada hayatımız alt üst oldu. Onu hiçbir zaman anlayabileceğimi sanmıyorum. Bu inanılmaz bir kayıp. “Benden daha özlü. O çok daha güçlü. Umut var” dedi.
“Kalbi çok büyük ama acısının tarifi yok”
Elçin Ezer ile çadır kentte tanıştığını söyleyen Mehtap Yılmaz, “Yüreği çok büyük ama acısının tarifi yok. Kendisiyle en son çadırda tanıştım. Kaybettiklerimizin yanı sıra çok güzel dostluklarımız da oldu. . Biz şansın arkadaşıyız. Hayatta kalmaya çalışıyoruz. Ben burada hayvanlar için kalıyorum. Bir dayanak istiyorum” dedi.